• “Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı.” Elie Wiesel

Hakkımızda

HAKKIMIZDA


AV. ORHAN TUĞRUL

Av. Orhan Tuğrul, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 2011 yılında mezun olmuş, aynı yıl aralık ayında yapılan hakimlik savcılık sınavını kazanarak, 2012 yılı mart ayında Konya adliyesinde hakimlik savcılık stajına başlamıştır. 2013 Yılı temmuz ayında stajını tamamlayarak, Kayseri Yahyalı hakimliğine atanmış, yaklaşık 2 yıl Yahyalı da hakim olarak çalıştıktan sonra, 2015 yılı haziran ayında, Yahyalı hakimliğinden Mardin Dargeçit hakimliğine atanmıştır. Dargeçit'te bir yıldan fazla çalıştıktan sonra, 2016 yılında Kırşehir Kaman hakimliğine, 2017 yılında Kaman hakimliğinden, Ordu cumhuriyet savcılığına atanmıştır.
Hakim olarak çalıştığı dönemde, sulh ceza ve asliye ceza mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemelerinde hakimlik yapmış, görev yaptığı yerlerde ayrı aile, iş, ticaret ve tüketici mahkemeleri bulunmaması sebebiyle bu mahkemelerin dosyalarına da asliye hukuk mahkemesi hakimi olarak bakmıştır.
Daha staj yaparken, yargısal sorunların neden kaynaklandığını üzerinde kafa yormuş, sorunlara çözülemeyecek sorun yoktur düşüncesiyle yaklaşmıştır. Yahyalı da göreve başlamasından itibaren, menfaatçi ve neme lazımcı yaklaşımı reddederek, kalıcı çözümler üretmeyi ve vicdanlara hitap eden kararlar vermeyi gaye edinmiştir. Hakim olarak karar verirken, şekli anlamda değil esasında adaleti tesis eden kararlar vermeyi hakimlik sorumluluğu olarak görmüştür. Bu yaklaşımın sonucu olarak alışılmış yargı uygulamalarının dışına çıkmaktan çekinmemiş, Türk hukukunda pek çok uygulamanın ilk ve hatta tek örneklerini oluşturmuştur.
Hakim olarak karar verirken, elini taşın altına koymaktan ve insiyatif almaktan çekinmemiş, sorunları kronik hale getiren ve vatandaşa eziyete dönüşen uygulamaları tereddüt etmeden değiştirmiş, hızlı ve gerçek anlamda adil bir yargı düzeni oluşturmayı amaçlamıştır.
Sulh ceza hakimi olarak görev yaptığı dönemde, suçlulukla mücadele için savcılığın etkin soruşturma yapması gerektiğini sürekli ifade etmiş, bu eksiklikleri eleştirmiş, bunları kararlarında da ifade etmiştir. Gerek adli soruşturmalarda, gerek idari cezalara itirazlar ile önüne gelen dosyalarda, temel insan haklarını her şeyin üzerinde tutmuş, insan hakları ihlallerinin üzerine gitmekten çekinmemiş, kolluğa yönelik hak ihlali iddialarını hassasiyetle ve ciddiyetle takip etmiştir.
Hakim ve cumhuriyet savcısı olarak çalıştığı dönemde, Türk hukukunda pek çok ilke ve örnek karara imza atmıştır.
Karar verirken, başıma iş açmayayım düşüncesinde olmamış, alışılmış uygulamaların dışına çıkmaktan, doğru bildiğini uygulamaktan ve ifade etmekten çekinmemiştir. Yaklaşık 4 yıllık meslek hayatında pek çok direnme kararına imza atmıştır. Yargıtay tarafından onanan direnme kararlarından biri Türkiye adalet akademisinde hakimlere ve hakim adaylarına derslerde anlatılmaktadır.
Hakim olarak çalışırken, sadece Yargıtay kararları ile bağlı kalmamış, akademik yayınları ve bilimsel çalışmaları önde tutmuştur. Gerek normal kararlarında, gerek Yargıtay'a karşı verdiği direnme kararlarında, görüş ve kararlarını bilimsel çalışmalara ve akademik yayınlara atıfla açıklamıştır. Akademik çalışma ve bilimsel makale niteliğindeki kararların sayısı az değildir.
2013 yılında Yahyalı da göreve başlamasından itibaren, verdiği nafakaya ilişkin tüm kararlarda, bugün hala tartışılan, boşanma davalarındaki sürekli nafaka uygulamasına kökten çözüm olabilecek bir uygulama olarak, nafakanın toplu şekilde ve tek seferde ödenmesine karar vermiştir. 2020 Yılında adalet bakanlığı toplu nafaka uygulamasının yaygınlaştırılmasını yargı reformu strateji belgesine almıştır. Bu Orhan Tuğrul'un Türk hukukuna katkılarından sadece biri olup, Orhan Tuğrul'un adalet anlayışını ve uygulamalarını, bir yargı mensubuna cevap niteliğinde olan, Vicdan sorunu isimli yazıda daha ayrıntılı olarak okuyabilirsiniz.
Daha stajyerken tüm haksızlıklara karşı olduğu gibi Fetö yapılanmasına karşı da, en cesur ses çıkaran yargı mensuplarından biri olmuştur. Bu duruşu yargı camiasında net şekilde bilinmesine rağmen, 15 temmuz darbe girişimi sonrasında, masum insanların mağdur edilmek istenmesine müsaade etmemesi, hukuksuzluklara sessiz kalmaması sebebiyle, aktif fetö mensuplarının hedefi olmuş ve yüzbinlerce insanın mağduriyetine giden yolda engel olarak görülmesi sebebiyle, fetö terör örgütünün iradesini tecelli ettirdiği, o tarihler de kararı verenler tarafından da bilinen bir kararla, 2017 yılı mayıs ayında meslekten ihraç edilmiştir. Yargılama sonucu 2018 yılında beraat etmiş, 2020 yılında avukatlık stajına başlamış, 2021 yılında avukatlık stajını tamalayarak 2022 yılı ocak ayında avukatlık ruhsatını almıştır. Bir yıldan fazla süredir Konya Barosu'na bağlı olarak avukatlık yapmaktadır.

TUĞRUL HUKUK BÜROSU